Mevlevi Terimleri -1
SEMA MERASİMİ TERİMLERİ

SONGUL KARAMAN
-Mevlevilik, tasavvuf çizgisinde kendine özgü adap ve Erkan kuralları ile gelişmiş manevi bir yol ve yaşam biçimidir. Adap ve erkân uygulamasına dayalı ilkeleri ile nefis terbiyesini ve insanın gelişimini hedeflemektedir. Mevlevilik kültüründe edepten ileri gelen terimler kullanılmış ve kendine özgü bir yer edinmiştir.
*Semâ: Arapça, dinleme, işitme, anlamında bir kelime. Dinlenen ilahinin veya bir müziğin etkisiyle coşup dönme. Semâ’nın pek çok çeşidi vardır. Genel anlamıyla Semâ, Hak’tan gelen ve insanları Hakk’a çağıran bir mesajdır.
*Semahane: Semâ yapılan yere semahane denir. Burası daire şeklindedir. Döşemesi, ayağı incitmeyecek düz tahtalarla döşelidir.
*Sema - Zen: Farsça, sema vuran, yani sema eden demektir. Sema eden dervişlere Sema-zen denir.
*Sema - Zen Başı: Mevlevi ayini sırasında, Sema’hane de dolaşıp, sema edenlerin birbirine çarpmamalarını ve düzeni bozmamalarını sağlayan dede’ ye “sema-zen başı” denir.
*Semâ Dedesi: Yeni müridlere Semâ’yı öğretecek tecrübeli, kıdemli kişiye “Semâ dedesi” denirdi. Semâ dedesi Semâ öğretmeniydi.
*Semâ'ya Girmek: Mevlevîlikte, ayakta yapılan deverana iştirak etmek için kullanılan bir tabirdir.
*Semâ Çıkarmak: Mevlevîlik tâbiri. Semazenbaşı, yeni dervişe (can) nasıl Semâ yapılacağını öğretir ki, buna Semâ çıkartmak denir. Semâ’ya meşk tahtası denilen ve ortasında çivi bulunan dört köşe bir tahta üzerinde başlanırdı.
*Semâ-ı Râh: Mevlevi tâbiridir. Kelime Farsça’da yol Semâ’sı demektir. Yolda yapılan semâ’ya denir.
*Sema Meşki: Meşk; örnek, iyi yazı anlamında Arapça bir kelime. Ders, musikide bir parçayı öğretmek, örnek bir yazı alıp ona bakıp aynısını yazmaya çalışmak, yani örneği taklid yolu ile öğrenmek mânâlarına gelir.
*Sema Tahtası: Mevlevîlikte yeni dervişlerin, Semâ’ı meşkettikleri, ortasında çivi bulunan dört köşe ceviz veya ıhlamur ağacından bir tahta.
*Sema Tekbiri: Şeyh tarafından sikkenin yeni müridin başına tekbirle giydirilmesi. Mevlevîliğin önemli âdetlerinden biri idi. Yeni mürid, mutfak işi ve meşkle meşgul olurdu.
*Çivi Tutmak: Mevlevi dervişi sema ederken, dönmekte olduğu yeri terk etmez. Bu noktada sabit kalarak deveran (dönme)'a devam ederse, buna çivi tutmak denir. Bunu başaran dervişe de, çivisi sağlam denir.
*Devr-i Veledî (Sultan Veled Devri ): Semâ’ etmeye başlamadan önce semâzenlerin semâhânede, şeyh efendiyi takiben, şeyh makâmında birbirini selâmlayarak üç kere yaptığı devrin adıdır.
*Direk: Mevlevî tabiridir. Sol ayağa direk denir. Derviş semada dönerken sol ayağı sabit, sağ ayak da onun etrafında tur atar. Sağ ayak, sol ayağı döndürdüğü için “çark” olarak anılır.
*Direkte Durmak: Mukabele esnasında, bir mazereti nedeniyle semaya girmeyen derviş, sırtını bir direğe bağlayıp ayakta dururdu. Bu şekildeki dervişe Mevlevîler direkte duruyor derlerdi. Semanın yarısında yorulanlar da, hırkalarını giyip direkte dururlardı. Bazen direkte beklemede olanlar dördüncü selamdan sonra şevke gelerek şeyh postunun önünden geçer, hırkalarını çıkarmadan sema’ya katılırlardı.
*Direk Tutmak: Sema sırasında olduğu yerde dönüp bir noktada sabit kalma pozisyonuna direk tutma denir.
*Garipler Semâ'sı: Mevlevîlerce ihyâ geceleri yapılan mukâbeleden sonra vecde doymamış olanlar herkes semâhâneden çıktıktan ve kandiller dinlendirildikten sonra semâhânede hırkalarıyla on sekiz çark atarak semâ’ ederler. Bu semâ’ yalnız türbenin ışıklarının aydınlığı altında yarı loş bir dekor içinde yapıldığından ‘garibler semâ’sı’ diye anılır.
*Kol Açmak: Mevlevî terimidir. Mevlevî dervişleri sema ederken sağ el yukarı, sol el aşağı gelmek üzere kollarını açarlar. Buna kol açmak denir. Hak’tan aldığımızı halka veririz demektir.
*Köçek - Kûçek: Farsça, küçük demektir. Sema eden genç delikanlılara kûçek (veya köçek) denir.
*Meşk Tahtası : Mevlevi tabiri, “semâ tahtası” da denir. Sema’a yeni başlayanlar, bunun üzerinde alışma çalışmaları yapar. Derviş, Semazen Dede’nin kontrolü altında, ayağının baş parmağını geçirmeye mahsus bir çivi bulunan bu cilâlı tahta üzerinde uzun süre sema alıştırması (meşk) yapar. Bu uygulamalarda başarılı olduğu dede tarafından onaylanınca semahanede Semâ yapmasına izin verilir.
*Selâm Başı: Mevlevi tâbiridir. Mevlevi âyinleri dört selâm yani dört fasıldan ibarettir. Bir faslın bitmesine “selâm başı” denir.
Sema’zen başı, sema’yı iyi yapanlardan olurdu. Sema’zen başı, sema sırasında, hırka giyerdi. Yeni başlayanlara (mübtedîlere) sema usûlünü o öğretirdi.
Ser-Kudûmî: Mevlevî tabiri olup, kudüm çalan (Kudum-zen) larm başına, “Ser-Kudûmî” denir. Mevlevî ayinini idare eden kişi. Bu görevi yapanlar Mevlevî erkanına dahildir.
*Tennure Açmak : Mevlevî tabiridir. Sema etmek anlamında kullanılır. Malûm olduğu üzere, mevlevîler sema ederken tennureleri yerden biraz yukarı kalkar. Bu yüzden sema etmeye, tennure açmak tabiri kullanılır.
*Tennure Çarpmak: Mevlevî tâbiridir. Semazenlerin sema ederken eteklerinin birbirine dokunmasıdır.
Tennureye Sâlâ : Mevlevî tabiridir. Zikr (daha doğrusu sema) töreninin yapılacağı gün dışmeydancının canların bulunduğu hücreleri dolaşarak tennure giymelerini bildirmesine “tennureye sala” denirdi.
*Tennure Söndürmek : Mevlevî tâbiridir. Tennurenin eteklerinin fazla açılmaması için düşük sür’atle dönmeye tennure söndürmek denir.
*Hırka -Berendâz: "Hırka atmak "anlamındaki bu tâbir semâ sırasında mürîdin vecd galebesi sonucu sırtındaki hırkayı atması, sembolik olarak varlıktan soyulmasını ifade eder. Buna ‘tarh-ı hırka’ veya ‘remy-i hırka’ da denir.
*Aynül-Cem : Mevlevî tarikatında şeyh ve dervişlerle muhiblerin âyin okunurken kalkıp kol açmaksızın sema etmeleri.