KEFENİN CEBİ YOK!
2023 Mayıs seçimlerine az kaldı...
YÜCEL KEMENDİ
-2023 Mayıs seçimlerine az kaldı...
Genel müdürler, hâkimler, savcılar, avukatlar, ya da sanayiciler aday olacakları partinin yolunu tutular.
- Milletvekili olunacak da ne olacak?
- Hangi özelliklere sahip insanlar milletvekili olması lazım?
Bu sorulara cevap verebilmek için 500 okuruma sordum. Okuyucularımdan aldığım cevabı zülfüyâra dokunsa da burada paylaşmak istedim.
Okuyucularıma bizi temsil edecek vekil, “Yiğit, güçlü, kuvvetli, gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen, sözüne güvenilen, sözünün eri, korkusuz ve cesaretli, geçmişi temiz olması lazım” siz ne dersiniz dedim.
Okuyucularım “evet” dediler ve eklediler, “yiğit olmayan geçmişi karanlık yıpranmış bir milletvekili, hangi unvanlara sahip olursa olsun, hangi özgeçmişe sahip olursa olsun, bu vekil kendini ifade edemeyecek, yalan söyleyebilecek, korkacak, sinecek, el öptürüp boyun bükecektir” dediler.
Sonra devam ettiler; “Vatandaşa efelenen, kendini bulunmaz bursa kumaşı zanneden, burnundan kıl aldırmayan, kesesini doldurmaktan başka düşüncesi olmayan, kendine ihtiyaç duyanları aşağılayan caka satan vekillere ihtiyacımız yok” dediler.
Tabiî ki yiğit birinin bu yiğitliğini bilgiyle güçlendirmesi, dünyayı anlaması, kavraması ve bu anlayışla yeni fikirler üretmek yeni projeler geliştirmek için çalışmalı, özellikle de şehrini ve ülkeyi daha ileriye taşıyabilme bilgi birikimine sahip olması gerekir.
İsabetli tespitler yapan sevgili okurlarım, okumayan, araştırmayan, düşünmeyen, aktüeli takip etmeyen, felsefe, sosyal psikoloji, ekonomi, tarih gibi sosyal bilimleri bilmeyen... Sadece televizyon ağzıyla konuşan geçmişi karanlık birilerinin milletvekilliğine soyunmasını çok ama çok yanlış olarak görüyorlar.
Çünkü vekillik sıradan, sadece etrafına ve kendine getirim sağlayan bir meslek değildir.
Milletvekillerimiz, suçu da, cezasını da, insanlara nasıl eğitim verileceğini de, nasıl memur olunacağını da, nasıl evlenileceğini, nasıl giyinileceğini, Yani hayatın her aşamasında, her yerde, bir şekilde ne yapacağımızı, nasıl yapacağımızı, yapmadığımızda cezasını da, hep milletvekillerimiz belirliyor.
Acaba önceki vekillerimiz, ya da yeni aday olan kişiler, bu kadar önemli görevde olduklarının ve çok önemli bir iş yaptıklarının farkındalar mı?
“Bu kadar büyük bir vebal altında olduklarını biliyorlar mı?” diye de çok merak ediyorum.
Okurlarımın büyük bir bölümü, benim vekilim, aday olduğu ilde doğmuş, büyümüş, o ilin evladı olması lazım diyor.
Benim vekilim beni tanısın, benim ne yediğimi, nasıl yaşadığımı, neden hoşlandığımı, nasıl eğlendiğimi, ne düşündüğümü, neye üzüldüğümü, nasıl para kazandığımı, nasıl baba, nasıl ana olduğumu, ne giydiğimi, neye ağladığımı, beklentilerimi, hayallerimi, özlemlerimi bilsin istiyor.
Bu tanıma uyan milletvekili adaylarının olduğunu düşünmek istiyorum.
Çünkü bu aziz millet böyle milletvekillerine layıktır ve böylelerine çok ihtiyacımız vardır.
Konyalı seçmenler istikbal vadeden yukarıda yazdığımız özelliklere sahip, genç, yıpranmamış, geçmişi temiz, yeni yüzler görmek istiyor.
Ama nerdeeee...
Bugünkü yazımı milletvekili olacaklara, Büyük İskender’in, vasiyetini, hatırlatarak bitirmek istiyorum.
- Boş tabutumu saraya doktorum tek başına taşısın.
- Tabutum, saraydan mezarlığa taşınırken yola altın ve gümüşleri saçın.
- Tabutum taşınırken her iki elimi tabuttan sarkıtın.
Büyük İskender’in vasiyetini yazan general, tüm cesaretini toplayarak, “Neden?” diye sorar.
Bütün dünyayı önünde titretmiş, en büyük başarıları tatmış, en büyük hazineleri ele geçirmiş, en muhteşem iktidar duygusunu yaşamış bu adam, cevap verir.
- Doktorumun tabutumu tek başına taşıması, ölüme bir çare olmadığını gösteriyor.
- Yola altın ve gümüş saçarken, zenginlik peşinde koşarken zamanımı boşuna harcadım, benim gibi olmayın demek istiyorum.
- Ellerimin tabuttan sarkıtılmasını istiyorum, çünkü tıpkı geldiğim gibi, bu dünyadan boş ellerle ayrıldığımı herkesin görmesini istiyorum, demiş...
Yani; Kefenin cebi yok.