Mısır, Afganistan, Pakistan, Libya, Yemen v.b. ülkelerde zalimlerin yaptıklarını görüyoruz.
Geçtiğimiz günlerde ABD Kongresi’nde konuşan Siyonist İsrail Başbakanı Zalim Katil Binyamin Netenyahu konuşması sırasında sık sık alkış tufanına tutulmuştur. Uluslararası ceza mahkemesinde yargılanan ve cezası da kaçınılmaz olan bir haini alkışlamak aynı hainliğe ortaklığı da beraberinde getirmektedir. İçeride bir kadının tek başına karşı tavrı, dışarıda büyük çoğunluğun Netenyahu ya tepkisi takdire şayandır. Gazze’lilerin samimiyeti, tevekkülleri insanlığını kaybetmemiş olan vicdanlarda yankılanmaktadır. Amerika da, Avrupa da dünyanın birçok yerinde Devletlerinden, Hükûmetlerinden, İnançlarından bağımsız olarak yürüyüşler yapıp Gazze’ye destek verenler her geçen gün artmakta, hatta İslam’ı araştırıp Müslüman olanlar Milyonları geçmektedir.
Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı görevlerinde bulunmuş olan Hulusi Akar geçtiğimiz günlerde Mehmet Akif Ersoy’un Konuğu olduğu programda; “3. Dünya Savaşı’nın bir bakıma başladığını belirterek, savaşın üç aşamadan oluştuğunu, şuan da dünyada yaşananların savaşın hazırlık aşamasını oluşturduğunu vurgulamış, bu hazırlıkların yeterli olduklarını gördüklerinde savaş başlar.” Diyerek çok önemli açıklamalar yapmıştır.
Hristiyanlık ve Musevilikte Armageddon Savaşı, Müslümanlarda ise ‘Melhâme-i Kübra’ Savaşı inançları vardır. Temel farkları olmakla beraber bazı benzer yönleri de vardır. Yahudiler ve evanjelikler; bir yanda kendileri, karşılarında ise diğer inanç grupları ile karşılıklı yapılacak bir savaş olacağına inanmaktadırlar. Yahudiler ve evanjelikler bu savaşı kazanacaklarından emindirler. Esasında Yahudilerle Hristiyanların geçmişte çok büyük mücadeleleri, savaşları olmuştur. Evanjelikler inançlarına göre; Siyonist Yahudiler Allah’ın kendilerine vadettiği toprakları ele geçirmelerinden kısa süre sonra kendilerinin yenidünya düzenini kuracaklarına inandıklarından destek verip sonrasında kendi emellerine kavuşma hayali peşinde koşmaktadırlar.
Zalimlere karşı koyan, mazlumlara kucak açıp destekleyen öncü hep milletimiz olmuştur. Birlik ve beraberliğimizi, dün olduğu gibi bu günlerde de koruduğumuz sürece zafer bizlerin olacaktır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Ak Parti Rize il teşkilatının düzenlemiş olduğu bir programda; savunma sanayinde Türkiye’nin geldiği noktaya dikkat çektikten sonra “Biz nasıl karabağ’a girdiysek, nasıl Libya’ya girdiysek, bunun benzerini aynen (İsrail)’e de yaparız yapmamak için bir şey yok sadece biz güçlü olmalıyız ki bu adımları da ne yapalım? Atalım” diyerek yaklaşan savaşı haber verip mazlumun yanında zalime karşı durup işaret fişeklerini ateşlemiş olduğu için takdiri hak etmiştir.
Rabbimiz, Zalim Siyonist İsrail ve destekçilerinin yenildiği mazlumların muzaffer olduğu günleri en yakın zamanda lütfeylesin. Soykırımcı Hitler’in sonu nasıl olduysa, soykırımcı Netanyahu’nun sonu da öyle olacak. Soykırımcı Naziler nasıl hesap verdiyse, Gazzeli, çocuk, kadın demeden öldüren soykırımcılar da öyle hesap verecek. İnsanlık, Filistinlilerin yanında duracak. Filistinlileri yok edemeyecekler…
Rabbimiz, her birimize adaletli olmayı ve zalimlerle mücadele ederek zafere kavuşmayı nasip eylesin. Mazlumların muzaffer olduğu günleri en yakın zamanda görmemiz duası ile sıhhat ve afiyetler dilerim.