yoktur. Kur’ân ve sünnette müzikle meşgul olmanın, müzik dinlemenin mutlak anlamda günah olduğunu gösteren deliller bulunmamaktadır. Aksine, Resûlullah’ın (s.a.s.), ilke olarak müziğin câiz olduğuna işaret sayılabilecek nitelikte ifadelerinin bulunduğu bilinmektedir. Nitekim o, nikâhın duyurulması için def çalınmasını öğütlemiştir (Tirmizî, Nikâh, 6 [1089]; İbn Mâce, Nikâh, 20 [1895]). Yine bir bayram günü Hz. Âişe’nin yanında def çalıp türkü söyleyen iki câriyeye çıkışmak isteyenlere “Bırakın bugün bayramdır” diye uyarıda bulunmuştur (Buhârî, ʽÎdeyn, 25 [987]; Müslim, Salâtü’l-ʽîdeyn, 17 [892]).
Müzik yapmanın ve dinlemenin hükmünün ne olduğu konusu İslâm bilginleri tarafından çokça tartışılmış, lehte ve aleyhte çok şey söylenmiştir. Tarafların ileri sürülen görüşleri, gerekçeleri ile birlikte değerlendirildiğinde müziğin mutlak anlamda yasaklanmadığı, aksine ilke olarak mubah kılındığı sonucuna ulaşılır (bkz. Zeylaî, Tebyînü’l-hakâik, 4/222).” İmam Gazâlî, semâın (müzik dinleme) mübah olduğunu zikreder ve sesleri; canlılardan çıkan seslerle, cansızlardan çıkan sesler diye iki kısma ayırır; bunları dinlemenin caiz olduğunu söyler. Ancak içki ile çalınması mûtâd olan çalgıların haram olduğunu ifade eder. (Gazalî, İhya, Kahire 1967, I, 343-348). Ayrıca; Âlimlerin çoğunluğu çalgı aleti olmaksızın, şehveti tahrik etmeyen, kadınları vasf etmeyen özelikle belli bir kadını bir zalimi övmeyen şarkı söyleme ve dinlemenin helal olduğunu ifade etmişlerdir. Bu yönüyle içerik sözler çok önemlidir.
Sonuç olarak ecdadımızın mûsikisinde bile bir ayrıcalık ve asalet vardır. Şimdikilerin birçoğunda olduğu gibi, şarlatanlık mevcut değildir. Keşke bizlerde her hususta ecdat gibi hassas olabilsek... Her türlü haramdan ve şüphelilerden kaçınarak mubah ve helaller dairesinde hayatını yaşayan Mü’minlerden olmamız duâsı ile sıhhat ve âfiyetler dilerim.
omerlutfiersoz@gmail.com